İsrail askerlerinin, yanlışlıkla kendi vatandaşlarını öldürmesi, Tel Aviv’de tansiyonu yükseltti.
Gazze’deki çatışmalar nedeniyle halihazırda koltuğu sallantıda olan Başbakan Binyamin Netanyahu’ya yönelik tepkilerin dozu, İsrailli rehinelerin Filistinli zannedilip vurulmasından sonra artmış durumda.
Bu durum, İsrailli rehinelerin, ordu mensuplarının önceliği olmadığını gösteriyor.
İsrailli istihbarat kaynağı, İsrail ordusunun saldırılarını sürdürdüğü Gazze’de esirlerin “en büyük öncelik olmadığını” ve anlaşma sağlanmadan operasyonla kurtarılamayacaklarını söyledi.
Tel Aviv merkezli “+972” isimli internet sitesinin Local Call iş birliğiyle yaptığı ve istihbarat kaynaklarına dayandırdığı araştırmasına göre İsrail ordusu, Gazze’de İsrailli esirlerin nerede tutulduğu veya güvenliklerine ilişkin önlemler konusunda çok az istihbaratla “acımasız” saldırılar gerçekleştirdi.
İsrailli esirlerin güvenliği ikinci planda
Buna göre İsrail, savaşının başlangıcından bu yana “İsrailli esirlerin güvenliğini sağlama hedefini, işgal altındaki topraklarda daha büyük askeri ve siyasi amaçlar uğruna” ikinci plana attı.
İstihbarat kaynakları, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarının ilk aşamasındaki yoğun bombardımanların, esirlerin nerede tutulduğuna dair net bilgi olmadan gerçekleştirildiğini doğruladı.
Gazze’deki esirlerin en büyük korkularından biri İsrail saldırıları
İsrail ile Hamas arasındaki esir takasında serbest kalan İsrailliler ve ailelerinin açıklamalarına göre de Gazze’deki esirlerin en büyük korkularından biri, İsrail’in hava saldırıları ve bombardımanıyla vurulma tehdidiydi.
Esir ve ailelerin açıklamalarında birçoğunun tünellerde tutulmadığının ortaya çıkması ise Gazze’deki esirlerin İsrail’in saldırılarına karşı savunmasız durumda olduklarına işaret ediyor.
Az istihbaratla yoğun bombardıman
İsrail’in Gazze’deki saldırılarının ilk haftalarına atıfta bulunan istihbarat kaynağı, “İsrail ordusunun çok az istihbaratla ve Gazze’nin yarısını imha ederek yoğun bombardımanlar gerçekleştirdiğini” söyledi.
Kaynak, İsrail ordusunun “belirli bir binada olduklarını bilseydi esirleri kasten öldürmeyeceğini” ancak “esirlerin de zarar görebileceğini bilerek binlerce saldırı gerçekleştirdiğini” kaydetti.
Esirler serbest kaldığında hükümetin söylediklerinin yalan olduğunu anladılar
7 Ekim’de üç akrabası kaçırılan ve ikisi salıverilen İsrailli Noam Dan da ilk esirler serbest bırakıldığında ailelerin, İsrailli politikacıların esirlerin nerede olduğu konusunda kendilerine söylediklerinin çoğunun doğru olmadığını keşfettiklerini vurguladı.
Dan, “İlk başta hükümet yetkilileri, esirlerin tünellerde olduğunu ve bu nedenle ordunun bombalamalarının onları vurmayacağını bize açıkça ifade etti.” ifadesini kullandı.
Buna rağmen esirler serbest bırakıldığında çoğunun yer üstünde, insanların evlerinde olduğunu fark ettiklerine dikkati çeken Dan, böylelikle hükümetin açıklamalarının da yanlış olduğunu anladıklarını belirtti ve “(Doğru olduğunu) Düşündüğümüz her şey çöktü.” dedi.
“Birinci öncelik değillerdi, bugün de değiller”
Dan, serbest kalan esirlerle yaptığı konuşmalardan “asıl korkularının İsrail ordusunun saldırılarında ölmek veya yaralanmak olduğunu” öğrendiğinin altını çizdi.
Noam Dan, ayrıca İsrail’in Gazze’deki bombalamasında esirlerin vurulduğuna dair kanıt bulunduğunu dile getirdi.
Bir başka istihbarat kaynağı ise “(İsrail’in Gazze’ye saldırısında) İlk iki veya üç haftada esirler hakkında yeterli istihbarata sahip değildik ve onlar birinci öncelik değildi.” ifadesini kullandı.
Kaynak, “O zamanlar en büyük önceliğimiz bu değildi ve gerçek şu ki bugün de öyle değiller. Ne yazık ki ordunun (kurtarma operasyonlarıyla esirlerin serbest kalmasını) başaracağını düşünmüyorum. Esirleri anlaşma olmadan serbest bıraktırabileceğimizi düşünmüyorum.” değerlendirmesinde bulundu.